RUH YUTAN
Çok özledim sesini. Hava da serinledi bu aralar. Isınmıştı oysa. ben çok sıcak havaları sevmem zaten bilirsin, hırkalarım var benim. Biraz rüzgar biraz serin iyi gelir ruhuma. Saçlarımı açamıyorum hala illa bir lastik parçasının kolları arasına hapsedeceğim onları. Kızıyorum kendime bu hususta; saçlar, rüzgarlarda savrulmalı. Biliyor musun içimin kısık sesli böceği hiç susmuyor. Bazen o kadar çok konuşuyor ki artık ben duymuyorum onu, sebepsiz bir kulak çınlaması gibi yüreğimin içinde her yere benimle birlikte geliyor. Israrla bir şey anlatmaya çalışıyor ama benim şarteller kapandı bir kere açmak zor. Eskiden kendimle daha çok konuşurdum. Minik kısık sesli gönül böceğimin söyleyecek bir şeyleri olurdu hep. Zaman biraz ıssızlaştırıyor insanı sanırım..Bazen kalabalıklara karışayım diyorum sonra bir bakıyorum sadece dudakları oynuyor insanların ve ben hiç ses duymuyorum. Gülüyorum, gülümsüyorum daha doğrusu; yüzümde genel geçer bir gülümseme, kalbim ve kafam kim bilir nerelerde öylece oturuyorum.. Hayat bizim ona yüklediğimiz anlamlarla koca bir yaşam haline dönüşüyor. Şu da bir gerçek ki bu anlamları habire üretmeye çalışıp durmak çok yorucu. Özünüze dönün, güç sizin içinizde, aşkın kendisi sizsiniz, siz iyi olun herşey güzel olacak zırvalarına da artık çok doydum. Manzaralar seyret, yağmurda ıslan, rüzgarın tadını çıkar, fırtınalı havalara bayıl; sonra? Meşgaleler, hayat gailesi, çevrenizi saran farkındasız, az bilen her boku bilirlere laf anlat... Peki biz mumlarımıza, müziğimize, deliliklerimize, çılgınlıklarımıza nasıl sahip çıkıcaz.... Aşk herşeye dair ama aşk içimizde mi....Nerede? Neye, kime aşk? Aşk, olduğu gibi kabullenmek mi yoksa ; yada olduğu gibi kabullenebileceklerimiz mi aslında nasıl ruhlar olduğumuzun ip uçlarını veriyor.. Ruh yutan kılıcım neredesin, kimleri hapsettin içine?
Yorumlar
Yorum Gönder